0-18 yaş çocukluk dönemlerinin hepsi erişkin boyut ve fonksiyonların kazanıldığı, dönemsel daha aktif ve daha durağan büyüme ve gelişim süreçlerini kapsayan bir yolculuktur.
Cilt de bu büyüme ve gelişim süreçlerinde olgunluğa kavuşur.
Cildin yaşamsal fonksiyonları olan ısı- sıvı dengesinin sağlanması, fiziksel ve biyolojik bariyer fonksiyonu görevi, travmaya karşı koruyucu görevleri de bebek doğduğunda tam olgunlaşmış değildir. Hayatın ilk 1-3 yıllık sürecinde olgunluk kazanır.
Doğum ile beraber bebek anne karnındaki sıvı ortamından dış dünyadaki kuru ortama geçiş yapar. Anne karnında annesi sayesinde sağladığı ısı dengesi, sıvı dengesi, dengeli doğayı sağlama görevi doğum sonrası bebek cildine düşer. Doğal olarak bu geçiş döneminde erişkin cildinde pek de karşılaşmadığımız cilt durumları gözlenebilir. Bunların bir çoğu fizyolojik değişikliklerdir, bebek için zarar teşkil etmez, sadece ebeveynler de telaşa neden olurlar.
Bunları bilmek tedirginliği azaltacaktır.
Ancak bir kısım bulgu selim durumlara benzer ancak önemli hastalıkların göstergesi de olabilir. Bundan dolayı bebektir olur yaklaşımı ile durumun takipsiz kalması da istediğimiz yaklaşım değildir.
Her yaşta, aktif büyüme ve gelişim-değişime uğrayan bebek ve çocuklarımızın uzman hekim takibinde olmalarını önermekteyim.
Nedir bu selim cilt lezyonları?
· Renk değişiklikleri
· Steril geçici beyaz, kırmızı yada cilt renginde minik kabarıklıklar
Renk değişikliğinin gözlendiği durumlar;
Mongol lekesi:
Yenidoğan döneminde en çok görülen renk değişikliklerinden biridir.
Cildin üst tabakasına göçünü tamamlayamamış cilde renk veren melanositlerin cilt alt dokusunda kalmasından kaynaklanır.
En sık kuyruk sokumu, kalçada görülür. Ancak sırt, omuz, bacaklarda da görülebilir.
Keskin sınırlı mavimsi-gri tonda, birkaç milimetreden 10-15 cm’ye kadar veya nadiren daha büyük boyutlarda tek ya da çok sayıda ciltten kabarık olmayan renk değişikliği şeklinde görülür.
Büyük çoğunluğu ergenlik dönemine varmadan kaybolur.
Tedavi gerektirmez.
İnfantil hemangiomlar ( süt çocukluğu dönemi damar benleri/ tümörleri):
Yüzeysel, derin veya karışık tipleri olan iyi huylu bir damar tümörüdür.
En sık baş-boyun bölgesinde görülürler ve parlak kırmızı renkli görünümleri ile kolayca tanı alırlar.
Tipik olarak yaşamın 1-4. haftalarında ortaya çıkar, 6-9 ay boyunca gelişir ve daha sonra gerilemeye uğrayarak 10 yaş civarında kaybolurlar.
Somon Lekesi (Nevus Simplex):
Yenidoğanın en sık görülen damarsal sorunudur.
Genellikle ense, boyun, yüz, iki kaş arası alan ve göz kapaklarında, genellikle orta hatta, çift taraflı ve simetrik yerleşim gösterir.
Soluk pembe renkli, bir-birkaç cm çapında, ağlamakla belirginleşen, düzensiz ciltten kabarık olmayan lezyonlar şeklindedir.
Alında yerleştiğinde “melek öpücüğü”; ensede yerleştiğinde “leylek ısırığı” adını alır. Lezyonların çoğu 2-3 yaşından önce spontan gerilerken,ensede yerleşenlerin %30-50’si sebat edebilir.
Tedaviye gerek yoktur.
Porto şarabı lekesi (Nevus Flammeus):
Doğumda var olan, bebeğin büyümesi oranında kısmi bir genişleme dışında büyüme göstermeyen, genellikle gerilemeye uğramayan yapısal damarsal anomalilerdir.
Renkleri koyu kırmızı, yerleşimi sıklıkla kollar- bacaklar, yüz ve bazen gövdede, genellikle tek taraflıdır.
Düzensiz şekilli, geniş kırmızı ciltten kabarık olmayan lezyonlar, başlangıçta oldukça düzgün yüzeylidir. İleri yaşlarda renkleri koyulaşabilir, deri altı yumuşak dokuda beraberinde hücresel büyüme görülebilir.
Görüntüleme yöntemleri ile damarsal yapıların derinlik, yapı ve bağlantıları saptanmalıdır. Hemanjiyomdan ayrımında USG en faydalı, non-invaziv incelemedir.
Kutis Marmorata (Livedo retikülaris) ( Mermerimsi ağımsı mavi-morluklar):
Mavi-mor ağsı görünümde renk değişikliğidir.
Düşük çevre ısısının tetiklediği kılcal damarların vazomotor yanıtıdır.
Sıcak ortamda kendiliğinden kaybolur.
Gövde, kollar ve bacaklarda gözlenir.
Yenidoğan soğukla karşılaşınca belirginleşen bu durum fizyolojik livedo retikülaristir.
Harlekuin (Palyaço) renk değişimi:
Genellikle prematüre ve düşük doğum ağırlıklı bebeklerde görülür.
Vazomotor disfonksiyona ( damarların daralıp- genişleme fonksiyonundaki bozukluğa) bağlı geliştiği düşünülen, tamamen selim bir tablodur.
En çok 3-4. günlerde görülür, 3. haftadan sonra kaybolur.
Vücudun ortasından keskin bir sınırla ayrılacak şekilde bebeğin bir yarısındaki deri bölgesi kırmızı, diğeri soluktur.
Pozisyon değiştirmekle kızarıklık ve solukluk yer değiştirebilir.
Tedavi gerektirmez.
Steril geçici beyaz, kırmızı yada cilt renginde minik kabarıklıklar:
Yaş Bezi Hiperplazisi – hücre çoğalması:
Yenidoğan döneminde karşılaşılabilen veanneden bebeğe geçen androjenlerin etkisi ile ortaya çıktığı düşünülen, geçici bir durumdur.
Toplu iğne başı iriliğinde, sarı-beyaz renkli, çok sayıda minik kabarıklıklar şeklinde görülür.
Sıklıkla burunda ve burun ucunda olmak üzere, yanaklar, üst dudak ve alında nadiren de gövde ve genital bölgede bulunur.
Birkaç haftada spontan düzelir.
Milia, Bohn ve Ebstein incileri:
Cildin üst tabakasının birikim kistleridir.
Milia; yenidoğanların yaklaşık yarısında görülen, kıl kökü-yağ bezlerinin birikim kistleridir.
Sarı-beyaz, sert, 1-2 mm çaplı cilt kabarıklıklarıdır.
Burun, çene, alın ve yanaklarda görülür.
4 haftada kendiliğinden geriler.
Yenidoğanların %85’inde görülebilen Ebstein incileri damakta, Bohn nodülleri ise diş etlerine yerleşen birikim kistleridir.
Bu kistler birkaç haftada spontan olarak kaybolur.
Yenidoğanın Toksik Eritemi (Eritema Toksikum Neonatorum):
Yaşamın ilk 72 saatinde görülebilen, selim seyirli bir cilt durumudur.
Zamanında doğan bebeklerde prematürelere oranda daha sık görülür.
Genellikle ilk 24-48 saat içinde başlar.
Gerileme ve tekrarlamalarla 14. güne kadar sürer.
Düzensiz sınırlı, kırmızı zeminde, 1-3 mm çapında sinek ısırığına benzer, küçük beyaz-sarı kabarıklık görünümü tipiktir.
Esas olarak yüz, gövde ve kol ve bacakların vücuda yakın bölgelerinde yerleşim gösterir.
Mekanik zedelenme yeni lezyon çıkışını tetikleyebilir.
Tedavi gerektirmez.
Miliyarya (İsilik):
Ter bezi kanallarında tıkanma sonucu gelişen ve ter birikimi ile karakterize, sık rastlanan selim bir durumdur.
Sıcak ve nemli ortam, sıkı ve geçirgenliği olmayan giysiler ve ateş oluşumunu kolaylaştırır.
Tıkanıklık düzeyine göre farklı döküntüler gelişir.
Cildin en üst katmanındaki tıkanıklık miliyarya kristalinaya neden olur.
Bu form yenidoğan döneminin ilk iki haftasında sık görülür.
Sıklıkla baş, boyun ve gövdenin üst kısımlarında yerleşir.
Yüzeyel 1-2 mm’lik, zemini kızarık olmayan su damlası şeklinde sulu kabarıklıklardır.
Birkaç günde süratle açılır, soyulur ve iz kalmaksızın iyileşir.
Miliyarya rubra, tıkanıklığın daha derin deri tabakalarında gözlendiği ve miliyarya kristalinadan daha geç (11-15. günlerde) ortaya çıkan lezyonlardır.
Boyun bölgesinde daha sıktır.
Minik (1- 3 mm çapında), kızarık sulu kabarcıklık yada bazen beyaz sulu kabarıklık şeklinde gözlenir.
İkincil bakteriyel enfeksiyon gözlenebilir ve ter bezinde apseleşme yapabilir.
Her bir lezyonun iyileşmesi 2-3 gün sürer ve yaygın lezyon varlığında çocuk huzursuzdur!!
Bu bilgi önemli çünkü huzursuz bir bebek yada çocukta tek sebep isiliği olabilir.
Tedavisinde öncelikle hazırlayıcı faktörler ortadan kaldırılmalı, bebek sıcak ve nemli ortamdan uzaklaştırılmalı, serin banyo yaptırılmalı ve yaşadığı ortam havalandırılmalıdır.
Ebeveynlere cilde uygulanan bazı ürünlerin tıkanıklığı arttırıp hastalığı daha da şiddetlendirebileceği belirtilmelidir.
İkincil enfeksiyon şüphesi varsa antibiyotik başlanmalıdır.
Yenidoğanın Geçici Püstüler Melanozu (iltihabi görünümlü kabarıklık yapan cilt sorunu):
Nedeni bilinmeyen, kendini sınırlayan, selim seyirli ve sulu- iltihabi küçük kabarcıklar yapan özellikte bir cilt sorunudur.
Sıklıkla çene altı, boyun, alın, gövde üst kısımları ve kalçada yerleşir ancak yaygın dağılım da gösterebilir.
Üç tip döküntü izlenir;
İlk önce, kolaylıkla açılan, zemini kızarık olmayan, 1-3 mm’lik yüzeyel beyaz iltihabi görünümlü sulu kabarcıklar oluşur.
24-48 saat içinde açılan beyaz iltihabi görünümlü sulu kabarcıklar yerini önce kahverengi kabuklanmaya, sonra kepeklenmeye ve sonrasında esmer tenli bebeklerde 3-6 ay sürebilen, ciltten koyu renkli ciltten kabarık olmayan minik lekelere bırakır.
Tedavi gerektirmez.
Neonatal Sefalik Püstüloz (Yenidoğan Aknesi):
En sık yanaklarda yerleşen, ancak yüz, boyun, omuz ve sırtta da gelişebilen, kırmızı zeminde ciltten kabarıklık- beyaz sulu kabracık şeklinde görülen lezyonlardır.
Kendisini sınırlayan bir durum olup, genellikle 4 ay içinde iz bırakmadan geriler.
Tedavide su ve sabunla günlük temizlik yeterlidir.