Mide- bağırsak sisteminin mikroorganizmalarca enfekte edilmesi ile meydana gelen, hastalığın seyrinin 2 haftadan kısa süreli olması ile akut- ani zamansal ifadesini belirttiğimiz bir hastalıktır.
Genel olarak ateş, karın ağrısı, mide bulantısı, kusma, ishalin beraberliğinin olduğu, kimi zaman ise sadece bu şikayetlerin bir ya da birkaçının eşlik ettiği bir hastalıktır.
Özellikle çocukluk yaş dönemlerinde ishal ifadesi biraz kafa karıştırıcı olabilmektedir.
Genel olarak dışkı kıvamının azalması-sulanması, sıklığının artması şeklinde ifade ettiğimiz bu şikayet bir yenidoğan bebek için tarif zorluğu doğurabilmektedir.
Dışkı sıklığı;
• Yenidoğan döneminde günde 3-5 kez dışkılama, kıvamı normal (hardal sarısı- hafif sulu- pürtüklü) olmak koşulu ile normal sayılır.
• Sayı geçiş kakası döneminde (3-15. günler arasında) 8-10’ u bulabilir.
• İlk yaş sonuna kadar genellikle günde 2-3 defa gözlenir.
• Özellikle anne sütü ile beslenen bazı sağlıklı bebekler her emzirme sonrası az miktarda yumuşak kıvamda dışkılayabilir (mide-bağırsak refleksi).
• Genel olarak çocuklarda 3’e kadar dışkılama doğaldır.
• 1-2 yaşlarına kadar dışkının doğal hali hafif sulu ve sarıdır.
• Ortalama 1-2 yaş civarlarında erişkin renk- koku ve formu olan kahverengi şekilli halini alır.
O zaman bu özelliklerin dışındaki dışkılama sıklık artışı ve kıvam yumuşaması ishal olarak kabul edilmelidir.
Akut bağırsak enfeksiyonu en sık 0-5 yaş grubunda rastlanır ve özellikle ilk 2 yaştaki ölüm nedenlerinin başında gelen bir hastalıktır.
Bunun sebebi nedir?
• İshal yapabilen birçok patojen organizmalara henüz bağışıklık kazanmamış olmaları
• Bu yaşta ishalle beraber hemen daima kusmalar görülür, sıvı kaybı ve ağızdan beslenememe nedeni ile dehidratasyon- vücudun susuz kalması, tuz dengesinin bozulması riski artar.
Enfeksiyon dışı birçok sorun ishale neden olabilir. Ancak en sık sebebi enfeksiyonlardır.
Enfeksiyöz ishallerin oluşmasını kolaylaştıran risk faktörleri nelerdir?
• Evlerin akarsu, uygun tuvalet drenajı gibi hijyenik koşullardan yoksun olması (sanitasyon sorunları)
• Yemeklerin hazırlanışında hijyen kurallarına dikkat edilmemesi
• Çocuğa bakan kişilerin kişisel hijyen bilgisinden yoksun oluşu
• Çocuğun hijyen bilgisindeki yetersizlikler
Akut bağırsak enfeksiyonuna neden olabilecek birçok mikroorganizma grubu vardır.
Virüsler, bakteriler, parazitler, mantarlar enfeksiyon etkeni olabilirler.
Bu ajanların toksinleri ya da hücre üzerindeki yıkıcı- uyarıcı özelikleri hastalığa neden olmaktadır.
En sık gözlemlen viral ajanlar ile enfeksiyonlardır.
Viral ajanlardan en sık enfeksiyon etkeni ise rota virüstür (özellikle ilk 5 yaş).
Rota virüs ishali;
0-2 yaş bağırsak enfeksiyonlarının ortalama %50 ‘sinin nedenidir.
Gelişmiş ülkelerde önemli bir hastalık hali nedeni iken gelişmekte olan ülkelerde ölüm nedeni olabilmektedir.
Etkenin vücuda girip hastalık belirtilerinin ortaya çıkış süresi 1-5 gün arasında değişmekle beraber sıklıkla 48 saat içinde belirti verir.
Kış aylarında sıklığı artmaktadır.
Norovirüs/ norwalk benzeri virüs yine sık görülebilen akut bağırsak enfeksiyonu ajanlarındandır.
Rotavirüse kıyasla etkilenen popülasyon yaşça daha büyüktür.
Etkenin vücuda girişi ile hastalık belirtilerinin ortaya çıkış süresi oldukça kısadır (24-48 saat). Genel olarak daha hafif seyirli ve 1-3 gün gibi kısa süreli belirtilere neden olur.
Adenovirüsler yılın herhangi bir zamanı görülebilmekle beraber en sık yaz aylarında görülmektedir.
Burun akıntısı, boğaz ağrısı, döküntü, gözlerde kızarıklık sulanma gibi eşlik eden üst solunum yolu şikayetleri de gözlenmektedir.
Bazı viral ajanlar, özellikle enterovirüslere cilt döküntüleri sıklıkla eşlik etmektedir.
Çeşitli bakteriyel ajanlar da etken olabilmektedir (salmonella, shigella, E.coli, kolera..vb).
Sıklığı viral etkenlerden daha düşüktür.
Bakteriyel enfeksiyon varlığında önemli olan hasta bireye antimikrobiyal ( antibiyotik) tedavinin başlanılma kararı olmaktadır.
Çünkü her bakteriyel bağırsak enfeksiyonunda antimikrobiyal tedavi rutin olarak önerilmemektedir.
Protozoal ajanlardan özellikle amip ve giardia klinikte daha sık karşımıza çıkar.
Parazitlerden kıl kurdu, bağırsak solucanı da ishal-kusmaya neden olabilir.
Paraziter hastalıklarda etkene uygun antiparazit ilaçlar, mantar enfeksiyonlarında da antifungal tedaviler düzenlenir.
Bağırsak enfeksiyonu ile gelen her hastamız için;
Beslenme durumu
Sıvı alımı
İdrar çıkışı, sıklığı, rengi
Ateş, karın ağrısı, dışkı sıklığı, rengi, kanlı sümüksü yapısı, kusma varlığı ve sıklığı
Tükettiği gıda özellikleri ( saklama koşulu, tazeliği, pişirime tekniği)
Seyahat öyküsü
Hayvan teması
Hasta birey teması
Aşı durumu
Çevre sağlığı bilgisi (kuyu suyu içme, temiz su kaynağı bulamama, depo suyu kullanma gibi)
Gibi genel bilgiler tedaviye yaklaşım, tanıya yaklaşım, gerekli tetkiklerin alınması açısında yön gösterici olacaktır.
Bağırsak enfeksiyonunun özellikle küçük yaş grubu çocuklarda en önemli ve hayati risk yaratan durumu vücut su dengesi bozukluğu, susuzluk, tuz ve asit- baz dengesi bozukluğudur. Bunların anlamlı bozuklukları hızlı müdahaleyi gerektirir.
Genel prensipler ise;
Ø Özel durumlar dışında ilaç kullanılmaması
Ø Su ve tuz kayıplarının ağızdan sıvı tedavisi ile karşılanması (ORS)
Ø Beslenmenin erken başlatılması
Ø Çinko desteği (who 2004) dir.
Antibiyotik tedavisi sadece bazı durumlarda uygundur.
Tedavi öncesi ise etken saptamaya yönelik dışkı kültürü alınması gerekmektedir.
Maalesef klinik pratikte birçok zaman ishal ve ateş birlikteliği görüldüğünde etken araştırması yapılmadan antibiyotik tedavileri başlanılmaktadır.
Etken bilinmeden başlanılan antibiyotik tedavisinin ne gibi zararları olabilmektedir?
1. Verilen antimikrobiyal hastalığa neden olan bakteriye etki etmeyebilir. Bu durumda gerçekten antibiyotik kullanılması gereken bir durumda hastalığın ilerlemesine neden olur.
2. Ajan bilinmediği için uygun doz ve sıklıkta tedavi de uygulanamamış olur. Farklı etkenler için farklı doz ve sürelerde antibiyotik kullanımı gerekmektedir.
3. Gereksiz antibiyotik bağırsak içindeki dengeli mikrobiyotayı bozar. Bu durum dengede iken hastalık yapmayan, ancak denge bozulduğunda enfeksiyona neden olabilen ajanların çoğalmasına neden olur (candida mantar enfeksiyonu gibi).
4. Antibiyotik direncine sebep olur.
5. Her ilaç bir şekilde vücutta metabolize edildiği için gereksiz antibiyotik vücut iş yükünü arttırır.
6. Maddi kayba neden olur.
7. Bazı bakteriyel enfeksiyonlarda taşıyıcılık gelişimine neden olur (örneğin salmonella enfeksiyonu).
Bağırsak enfeksiyonlarında beslenme önemlidir.
Ø Erken başlamak tavsiye edilir (tabii kusmanın gerilediği, genel halin iyi olduğu durumlarda. Uykuya meyilli, bilinci açık olmayan bir çocukta öncelik damardan destek olmalıdır).
Ø Anne sütü alanda devamı sağlamak oldukça faydalıdır.
Ø Uzun açlık, sık bağırsak enfeksiyonu, düşük kalorili beslenme, protein- enerji eksikliği-zayıflığı için önemli bir risk faktörüdür!
Ø Son çalışmalarda beslenmenin kesildiği vakalarda ishalin uzadığı gösterilmiştir (Erken beslenme, iyi beslenme durumu, bağırsak hücrelerinin daha çabuk iyileşmesini sağlar).
Ø Diyette kompleks karbonhidratlar, iyileşmeyi hızlandırır.
Ø İştahsız çocuk; zorlanmamalıdır. Sık sık ve ufak porsiyonlar uygun olur.
Ø Ayran, yoğurt, pirinç lapası, ekmek, muz gibi ishal diyeti faydalıdır.
Ø Çiğ sebze ve meyveler tercih edilmemeli (posadan zengin, bağırsak hareketlerini arttırır)
Ø Yağlı besinler verilmemeli (barsak geçişini hızlandırır)
Laktoz intoleransı önemli;
Ø <6 ay, beslenme sorunu olan olgular risk altındadır
Ø Laktozu azaltılmış ya da laktozsuz beslenme (LF formüla), soya bazlı formül süt
Dirençli ishalde ise protein hidrolizat mamalar, semi-elementer formüller, nadiren damardan bütünsel beslenme uygulanmalıdır.
İshalli hastalıklarda probiyotik kullanımı;
Mikrobiyata, pre-probiyotiklere ilgi son yıllarda artmış, dolayısıyla bu konulardaki çalışmalar da artmıştır. Ancak her birey, toplum, aile kendine ait bir mikrobiyotaya sahiptir ve herkes için uygun kesin öneriler genel olarak geliştirilememiştir.
Probiyotik kullanımında ajan, ajanla ilgili çalışmalar baz alınarak genel önerilerde bulunulmaktadır.
Bu konu ile ilgili ESPGHAN (Avrupa Pediatrik Gastroenteroloji Hepatoloji Ve Nutrisyon) ve NASPGHAN (Kuzey Amerika Pediatrik Gastroenteroloji Hepatoloji Ve Nutrisyon) derneklerinin önerileri;
Ø Antibiyotiğe bağlı ishalde Lactobacillus veya Saccharomyces boulardii kullanımı önerilir.
Ø !! İmmunsuprese (bağışık yetmezliği olan) , ağır hastalıkta maya içeren probiyotikler önerilmez.
A vitamini ile ilgili çeşitli çalışmalar (özellikle 5 yaş altı ölüm sıklığını azaltması ile ilgili) olmakla beraber rutin kullanımı önerilmemektedir.
Akut bağırsak enfeksiyonundan nasıl korunmak gerekir? Neler önerilmeli?
- Anne sütü ile beslenme kıymetlidir. 6 ay altında sadece anne sütü, 6 ay üstünde ise tamamlayıcı beslenmeyle beraber 2 yaş ve üstü döneme kadar anne sütü ile beslenme önerilmelidir. Çünkü anne sütü;
Ø Hijyeniktir
Ø Pasif bağışıklık sağlar
Ø Bebeğin bağışıklık yanıtını arttırır.
Ø Bağırsağı koruyan faktörleri vardır
Ø Uygun mikrobiyota sağlar
- Hijyen kuralları, el temizliği (fekal- oral!!)
- Sanitasyon problemlerinin çözümü
- AŞILAMA (rotavirüs)